Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | örneklerle açıklamak | illustrate v. | ||
He illustrated the problem with an example. Sorunu bir örnekle açıkladı. More Sentences |
||||
General | örneklerle açıklamak | exemplify v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | resimli örneklerle göstermek/açıklamak | illustrate something with something v. |